6 Kasım 2021 tarihinde “Türk güreşini artık güreşten gelen liyakatli isimler yönetmeli” şiarı ile güreş ailemin bana gösterdiği teveccühle Türkiye Güreş Federasyonu Başkanı seçildim.
Çok kıymetli güreşçiler ve değerli yöneticilerden oluşan yönetim kurulumuz ile beraber 100 Yıllık Güreş Federasyonu tarihimizde eşi benzeri görülmemiş sportif ve idari başarılara imza attık bu kısa sürede.
Tarihimizin en yaşlı milli takımına genç yeteneklerimizi de eklemleyerek;
-2022 Dünya Güreş Şampiyonası’nda 65 yıl sonra 4 altın ve 4 bronz madalya ile tarihimizin en başarılı dünya şampiyonasına imza attık…
-2022 Dünya Güreş Şampiyonası’nda 13 yıl sonra Grekoromende takım halinde dünya şampiyonluğu…
-2022 Avrupa Güreş Şampiyonası’nda 17 madalya ile tarihimizin madalya rekoru…
-2023 Dünya Güreş Şampiyonası’nda takım halinde U 23 Dünya Şampiyonluğu...
-2023 Avrupa Güreş Şampiyonası’nda yine 17 madalya ile kendi rekorumuzu egale ettik…
- 2024 Avrupa Güreş Şampiyonası’nda 7 Altın, 6 Gümüş, 4 Bronz madalya ile hem güreş tarihimizin en büyük başarısına ulaştık hem de aynı zamanda tarihimizde yine ilk kez iki takımımız birden şampiyon oldu…
- 2024 Avrupa Güreş Şampiyonası’nda Serbest Milli Takımımız 31 yıl sonra şampiyonluğa ulaştı…
- 73 Yıl sonra 2022, 2023 ve 2024 arka arkaya genel madalya sıralamasında zirveyi elimizde tutarak 1. olduk…
-2024 Paris Olimpiyatlarına 11 kota alarak bu alanda bir başka rekora daha imza attık…
-Dünya Güreş tarihinde ilk kez başka hiçbir ülkeye nasip olmayan şekilde Türkiye 3 ağır sıklette altın madalya kazandı…
Türk güreşini ve sporunu 15 yıldır sırtlamış aynı sporcularımızla 65 yıllık, 73 yıllık rekorları kırılmasının yegane sebebi geçmiş federasyon başkanlarının aksine güreşi, güreşten gelen liyakatli kadroların yönetmesiydi.
Aynı sporcularla farklı sonuçlar, başarılar ve rekorlar kazanılmasının başka bir izahı yoktur. Sportif anlamda istatistik gerçeklik budur.
İdari, mali ve yönetsel anlamda yine 3 yıl gibi kısa bir sürede federasyonumuz hem geçmiş federasyonun bıraktığı mali enkazın borçlarını ödeyerek borçsuz bir federasyon haline getirildi hem de sponsorluk gelirleri rekor düzeyde arttırıldı..
Ankara Elmadağ ve Sarıyer Mersinli Ahmet tesislerimizde 30 yıl sonra yeniden inşaat sürecine girildi ve tesislerimiz bitirildi.
Yönetimde olduğumuz 3 yılın 2 yılından fazlasını birlikte geçirdiğimiz Bakanlık Teftiş ekiplerinin raporları ile de sabit olduğu gibi idari ve mali olarak federasyonumuzu tertemiz ve hesap verilebilir şekle kavuşturduk.
Liyakatli sporcuların başkanlığında sadece sportif başarıların değil, idari ve mali başarıların da tesadüf olmayacağının en net göstergesidir federasyonumuzun mevcut idari ve mali durumu…
Başkan seçildiğimde, “Benden sonra Türk Güreşi'ni yine Türk güreşçileri yönetecek, sancağı ancak onlara devrederim” demiştim…
Bu misyon ve şiarla göreve geldim.
Güreş camiası zor bir camiadır. Başka camialarda, branşlarda olmadığı kadar Avrupa, Dünya ve Olimpiyat kariyeri olan şampiyon çıkarmıştır.
Bu kadar egonun olduğu yerde elbette farklı düşünceler, tartışmalar ve çatışmalar hep olmuştur. Ancak burada önemli olan Türk Güreşi'dir. Bu çatışmaları, tartışmaları kardeş katline dönüştürüp şampiyonları birbirine düşürenlerin ekmeğine yağ sürmemek gerekir.
Benim yaşadıklarımı benden sonra gelen kardeşlerimin yaşamaması, güreş ailesinde yeniden kardeş kavgaları ile Türk Güreşi'nin yeni bir “fetret devrine” girmemesi adına Federasyon Başkanlığı'na yeniden aday olmayacağımı başta güreş ailem ve kamuoyunun bilgilerine sunarım.
Gelecekte hangi makam ve mevkide olursam olayım, geçmişte olduğu gibi her zaman Türk sporu ve güreşinin sporcu kadrolarının, yöneticilerinin ve de başkanlarının yanında olacağımdan kimsenin şüphesi olmasın.
Sevgilerimle…
Dr. Şeref Eroğlu
Avrupa ve Dünya Şampiyonu, Olimpiyat ikincisi
Türkiye Güreş Federasyonu Başkanı